İstanbul’u
2010 yılında Avrupa Kültür Başkentliği’ne hazırlamak için
bu yıl 805 milyon lira yatırım yapılacak. Hemen çoğunu kamunun
sağladığı bu miktarın yüzde 70’i kentsel dönüşüm ve dört
yeni kültür merkezinin yapımına harcanacak.
Haber.
Bahar Öztop, Turkishtime, Ocak 2009
Beyoğlu’nda
İstiklal Caddesi üzerindeki Atlas Pasajı’nın Kültür
Bakanlığı’na ait saray bölümü… Duvarları varaklı
kabartmalı aslan başlarıyla bezeli, kırmızı halılarla kaplı
basamaklardan yukarı doğru tırmanırken, İstanbul’un tarihi
atmosferi bir kez daha büyülüyor insanı. Yüksek tavanlarında
zamanı kaybedebileceğiniz bu tarihi mekânda, zamanla yarışan
heyecanlı bir ekip karşılıyor bizi. Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin kararıyla 2007 yılında kurulan İstanbul 2010 Avrupa
Kültür Başkenti Ajansı’nın kalbi burada atıyor.
![]() |
Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Çolakoğlu |
İstanbul’u
görücüye çıkacak bir gelin misali hazırlayan projeler için,
her odada bir toplantı yapılıyor. 100 kişilik bu dinamik ekibin
başında ise deneyimli isim Nuri M. Çolakoğlu var. Sanki, onun
enerjisi tüm çalışanlara yansıyor. 2000’li yılların başında
sivil toplum gönüllülerinin hareketi olarak başlayan bu projenin,
merkezi ve yerel yönetimlerden de destek alarak, 2006’da resmen
Avrupa Kültür Başkenti (AKB) ilan edilen İstanbul’a hayat
verecek bir fırsat olduğunun farkında herkes.
İstanbul
2010 AKB, çok boyutlu ve pek çok katmanı birarada barındıran bir
proje. Bu projeyle, kentin kültür-sanat altyapısının
geliştirilmesi, daha geniş kitlelerinin sanatla buluşması,
sanatçıların üretim imkânlarının iyileştirilmesi ve dünyaya
açılmalarını sağlayacak projelerin hayata geçirilmesinin yanı
sıra kentsel uygulamalarla İstanbul’un çehresinin yenilenmesi
hedeflerin başında geliyor. Yapılacak restorasyon ve renovasyon
çalışmalarıyla bir yanda kültürel mirasın korunması ve
geleceğe taşınması sağlanırken, diğer yanda da İstanbul’un
doğru kanallarla dünyaya anlatılması sağlanacak. Ajans’ın
Yürütme Kurulu Başkanı Çolakoğlu, heyecanla kalan bir yıllık
sürede Avrupa’ya unutulmaz bir Avrupa kültür yılı yaşatmak
için kolları sıvadıklarını anlatıyor. Dile kolay 2010’da
İstanbul’a 10 milyonun üzerinde ziyaretçinin gelmesi bekleniyor.
İSTANBUL AKB BÜTÇESİNE SPONSORLARDAN BUGÜNE KADAR ANCAK 400 BİN EURO TOPLANABİLDİ, AVRUPA BİRLİĞİ İSE 1,5 MİLYON EURO VERECEK. ANCAK 2009 YILINDAKİ 805 MİLYON LİRALIK BÜTÇEDE BUNLAR ÇOK DÜŞÜK MİKTARLAR.
‘İstanbul’un
gereksinimleri oldukça fazlayken, bu projeyi uygulamada geç
kalmadık mı?’ diye soruyoruz. Çolakoğlu, öncelikle İstanbul’un
Avrupa Birliği ülkesi olsaydı, sekizinci büyük ülke olabilecek
bir şehir olduğunu vurguluyor. Avrupa ülkelerinin büyük bir
kısmında temel altyapı yatırımlarının zaten hazır olduğunu
söyleyen Çolakoğlu, “Ek olarak Liverpool’da olduğu gibi dev
bir konser salonu veya Linz’deki müzelerine bir kanat daha
ekliyorlar. İstanbul böyle değil. Restore etmek üzere Atatürk
Kültür Merkezi’ni (AKM) kapattık. İstanbul’da opera
oynayacak, konser verilecek yer kalmadı. İstanbul, 15 milyonluk bir
nüfusa yakışacak bir alt yapısı olmayan bir şehir. O nedenle
İstanbul’da yapılması gereken çok daha fazla iş var” diyor.
Hükümetin de bu durumu İstanbul’u hak ettiği konuma ulaştırmak
için vesile saydığını, İstanbul AKB’nin ihale kanununa tabi
olmadığı için bürokratik formaliteleri kolayca aşarak, hızlı
şekilde yol alabildiklerini de sözlerine ekliyor Çolakoğlu.

Bakanlık
bütçesi kadar büyük
Çolakoğlu’nun
verdiği bilgiye göre, 2009 yılı için koordinasyon kurulu
tarafından onaylanan toplam bütçe 805 milyon lira. Bu bütçenin
bir bakanlık bütçesi kadar büyük bir meblağ olduğuna işaret
eden Çolakoğlu, İstanbul’un diğer AKB projeleri içinde bütçesi
en büyük ve en çok yatırım yapılacak şehirlerden biri olduğunu
vurguluyor.
Bütçe,
hükümetten, yerel yönetimlerden, sponsorlardan ve Avrupa Birliği
(AB)’den gelen maddi desteklerden oluşuyor. Toplam bütçenin
yüzde 70’i, yani yaklaşık 564 milyon lirası İstanbul’un en
çok ihtiyaç duyduğu yatırımlar olan restorasyon, renovasyon ve
yeni kültür altyapılarının oluşturulması, kentsel uygulamalar
ve kültürel mirasın korunması için ayrılacak. Bütçenin yüzde
20’si anlamına gelen 161 milyon lira kültür sanat ve diğer
etkinlikler için, geri kalan yüzde 10’u ise tanıtım
faaliyetleri için kullanılacak. Yani özetle, İstanbul 2010 AKB
projesi 2009’da, ekonomik kriz ortamında başta inşaat olmak
üzere, pek çok iş imkânı da vaat ediyor.
Genel
Sekreter Eyüp Özgüç, AB’nin projeye 1,5 milyon Euro maddi
destekte bulunacağını, ancak, 2010 yılında kullanılabilecek bu
tutarın, toplam bütçe göz önünde bulundurulduğunda oldukça
küçük bir rakam olduğunu belirtiyor.
İstanbul’a
dört yeni kültür merkezi
Proje
kapsamında farklı alanlarda yüzlerce proje gerçekleştiriliyor.
Bütçeden 564 milyon lira ayrılan bu projeler sayesinde
İstanbul’un, bugüne kadar farklı nedenlerden geciktirilmiş ya
da tamamlanmamış olan pek çok kentsel projeyi kazanacağını
belirtiyor Genel Sekreter Özgüç. Projede, kente kazandırılacak
dört yeni mekân ve kentsel uygulama da dikkat çekiyor. Yapımına
1995 yılında başlanan ve 2010’da tamamlanacak olan Ayazağa
Kültür Merkezi, 2. bin 500 kişilik konser salonu, 950 kişilik çok
amaçlı salonu ve 450 kişilik toplantı odaları ve sinema
salonlarıyla, Türkiye’nin en büyük kültür merkezi olacak.
250
yıldan fazla bir geçmişi olan Rami Kışlası, halk kütüphanesi
ve kültür merkezi olarak geliştirilecek. Beyoğlu’nda Agop
Köçeyan tarafından 19. yüzyılın ortalarında kışlık
ikâmetgah olarak yaptırılan bina yeniden orijinal ihtişamına
kavuşturulacak. Geçmişten bu yana Avrupa ülkelerinin kültür
kurumlarının da yer aldığı, İstanbul kültür hayatının
merkezi olan bu tarihi bina 2010’dan sonra da kültür merkezi
olarak kullanılacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından
yürütülen Haliç’teki tarihi mezbahanın konferans ve performans
merkezine dönüştürülmesi de İstanbul’a ilginç bir merkez
kazandıracak. 73 bin metrekarelik merkez tamamlandığında, konser
salonları, sergi alanları, sinema salonları, tiyatro, otopark,
dükkânlar ve kongre salonlarıyla hizmet verecek. Projedeki
rehabilitasyon çalışmaları kapsamında Topkapı Sarayı
Müzesi'nin dünya standartlarında bir ‘evrensel müze’ niteliği
kazanabilmesi için Matbah-ı Amire restorasyonu ve Saray'ın en
değerli koleksiyonlarını oluşturan Çin ve Japon porselenlerinin
muhafaza edildiği depoların rehabilitasyonu da yapılacak.
AKM
ihaleyi bekliyor
Çolakoğlu,
“İstanbul 2010’u varılacak bir nokta olarak değil, bir süreç
olarak görüyoruz. Dolayısıyla bizim için önemli olan, 2010
sonrasına bırakacağımız kalıcı uygulamalar” diyor.
Çolakoğlu, Yenikapı Theodosius Limanı projesi ve AKM yenileme
çalışmalarına da dikkat çekiyor. Yenikapı kazılarında ortaya
çıkan jeo-arkeolojik bulgular, limanlar, gemiler, eşyalar,
fosillerin sergileneceği bir Kent Arkeolojisi Müzesi ve Arkeolojik
Park olarak düzenlenecek. Türkiye’nin en gelişmiş gösteri
sanatları mekanlarından olan, restorasyon maliyetleri 60 milyon
lirayı bulacağı gerekçesiyle yıkılmak istenen, ancak Kültür
ve Turizm Bakanlığı tarafından İstanbul 2010 AKB Ajansı’na
devredilen Taksim meydanındaki AKM de proje sayesinde hayata dönme
şansına sahip olacak. Çolakoğlu, AKM projesinin son halini
aldığını, kesin proje bedelinin ihale açılırken ortaya
çıkacağını söylüyor ve ekliyor: “Önemli olan bu kentin en
önemli kültür sanat yapısının günün ihtiyaçların en iyi
şekilde karşılayacak biçimde yenilenmesi. Ve bir otuz kırk yıl
daha hizmet verebilmesi.”
![]() |
İstanbul 2010 AKB Ajans Genel Sekreteri Eyüp Özgüç |
Çolakoğlu,
İstanbul’un son 20 yılda kültür-sanat alanında önemli
mesafeler kat ettiğini vurguluyor. Projenin hem Türk halkıyla, hem
de Avrupalılarla buluşması hedefini gözettiklerinin altını
çizen Ajans Başkanı, “İstanbul 2010 AKB
projesi kültürü ve sanatı bir kaldıraç gibi kullanarak,
İstanbulluların vizyonlarını genişletecek ve yaşamlarını
zenginleştirecek. İnsan kaynaklarını ve maddi kaynakları kültür
ve sanata yönlendirerek, kentine sahip çıkan kentliler yaratacak”
diyor.
İstanbul
2010 AKB Ajans Genel Sekreteri Eyüp Özgüç, proje kapsamında
yapılacak işlerin mimari, estetik ve kültürel boyutunu dikkate
alarak, işi yapmaya talip olanların birikim ve deneyimlerini göz
önünde tutarak, tarihi yapıların renovasyon, aydınlatma, turizme
yönelik tarihi fonksiyonların geliştirilmesi gibi objektif
kriterlere göre, ihaleler açacaklarını söylüyor. İhalelerin
ardından da, alım-satım ihale yönetmeliğinde yer alan
prosedürler çerçevesinde, uygun kriterleri sağlayan ve belli
yeterliliklere sahip firmalarla çalışacaklarını belirten Özgüç,
“Özetle bu süreç, son derece şeffaf ve objektif olacak”
diyor.
INFO
Sponsorlara
vergi muafiyeti
Nuri
Çolakoğlu, projede en önemli unsurlardan birinin sponsorluklar
olduğunu belirtiyor. Proje çalışmalarına, halihazırda ‘öncü
ortak’ ve ‘sponsor’ olarak destek olan kuruluşlar var. Borusan
Holding, Enka Grubu, Kadir Has Vakfı, Pekin&Pekin ve Soyak
Holding projenin kurumsal ortakları. Çırağan Kempsinki İstanbul
ve Microsoft ise çözüm ortakları olarak projedeki yerlerini aldı.
Hilton Grubu, Ritz Carlton İstanbul, Vestel, Divan, Kayra ve Yeni
Rakı gibi çeşitli etkinliklerde sponsorluk desteği vermiş
kurum ve markalar da var. İki yıl boyunca bu sponsorların
oluşturduğu toplam bütçe, 400 bin liraya ulaşmış. Çolakoğlu,
kriz ve belirsizlikler nedeniyle belirli bir yavaşlama görülse de
projede yer almanın önemine mutabık olan birçok firmayla
görüşmelerinin olumlu yönde devam ettiğini belirtiyor.
Ayrıca
Çolakoğlu, sponsor olacak şirketler için vergi muafiyeti olduğunu
bir kez daha anımsatıyor. 5766 sayılı kanuna eklenen 74’ncü
madde ile, İstanbul 2010 AKB’ye, kurumlar vergisi mükelleflerince
makbuz karşılığında yapılan her türlü ayni ve nakdi bağış
ve yardımlarla, sponsorluk harcamalarının tamamı, kurumlar
vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek üzere gider
olarak gösterilebiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder