29 Eyl 2008

Otomat patronları


Avrupa’da, büyüklü küçüklü 10 bin operatör firmanın işlettiği toplam 3,7 milyon otomat var. Toplam cirolarının 26 milyar avro olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de ise otomatlar yeni yaygınlaşıyor. Avrupa’da her yüz kişiye bir otomat düşerken bu oran Türkiye’de 5 bin kişiye bir.


HABER: BAHAR ÖZTOP
TURKISHTIME-EYLÜL 20008

METRO istasyonlarında, iş ve eğlence yerlerinde, üniversite kafelerinin köşe başlarında artan yiyecek ve içecek dolaplarının sayısı dikkatinizi çekiyor mu? Özellikle Amerika, Avrupa ve Japonya’da yaygın olarak kullanılan yiyecek ve içecek otomatlarının sayısı, artık ülkemizde de giderek artıyor. Acaba otomatlar,  yavaş yavaş çaycıların yerini alacak gizli rakipleri mi?


Türkiye her ne kadar otomatları kullanmaya başlamakta biraz geç kaldıysa da, aslında teknolojinin bu yeni kahramanlarının geçmişi ta Mısır’a dek uzanıyor. Hatta milattan önce 215 yılına kadar… Vending fikri, Yunan matematikçi ve mucit Hero’nun, Mısır tapınaklarındaki kutsal suyu halka dağıtabilmek için geliştirdiği bir sistem sayesinde hayata geçmiş. İçine atılan 4 drahma sikkesinin ağırlığı kadar kutsal su veren bir makine icat eden dahi mucit Hero, bile bu keşfin yeni teknolojilerin de yardımıyla hayatın her alanına gireceğini ve birçok çılgın fikre ilham kaynağı olacağını  tahmin edebilir miydi acaba?
7’nci yüzyılda Avrupalıların kahve ile tanışması otomatlar için de önemli bir rol oynamış.  Girdiği her ülkede sevilen kahve, 11’nci yüzyılda Çin’e ulaştığında Çinliler jetonla çalışan kahve otomatı üretmiş.  Ardından İngilizler, kahvenin sigarasız içilmeyeceğini düşünmüş olmalılar ki, buna sigara otomatlarını ilave etmişler. Otomat makinesinin ilk patentlerinin alınması ise 17’nci yüzyıla kadar sürmüş. İlk kez İngilizler ve Amerikalılar pul ve sakız otomatlarını tescil ettirmiş.
1937 yılında Coca Cola, ilk kez şişe otomatını piyasaya sürmüş. 1940’larda kahve otomatları, 60’larda teneke kutuda meşrubat otomatları, 70’lerde önü camlı otomatlar derken; 80’lerde elektronik jeton okuyucuları ve 90’larda kablosuz veri transferi ile uzaktan takip edilebilen otomatlar…

Otomat’tan canlı ıstakoz
Bugün ise dünyada kullanılan otomatların hizmet alanı sadece çay, kahve, soğuk içecek ve atıştırmalık gibi masum ürünlerle sınırlı değil. Otomatlar artık her türlü çılgın ürünün satılabildiği teknoloji harikaları… Günümüzde bütün teknoloji harikası ürünlerin olduğu gibi otomatların fikir babası da Japonya...
Japonlar, iç çamaşırı, seks oyuncakları, ipod, şemsiye satılan otomatlardan tutun da, bir demet kokulu çiçek, canlı ıstakoz, canlı ahtapot, taze yumurta bile satın alabileceğiniz ilginç makineler geliştirmiş. Amerikalıların da Japonlardan geri kalır yanı yok hani. Bir jeton karşılığı sıcak yemek mi satın almak istersiniz, yoksa tıbbi olarak kullanılan Hint keneviri- yani marihuana mı? Peki ürün çeşitliliği bu kadar fazlayken, otomatların sayısı ve kullanımları konusundaki sayısal veriler nasıl? Avrupa Otomat Birliği verilerine göre, Japonya’da her 20 kişiye, Amerika’da her 40 kişiye bir otomat düşüyor.  Avrupa’da her 100 kişiden biri  otomat kullanıyor. Avrupa’da, büyüklü küçüklü 10 bin operatör firmanın işlettiği toplam yaklaşık 3.7 milyon otomat var. Bunların toplam cirolarının yaklaşık 26 milyar avro olduğu tahmin ediliyor.

Türkiye için ise bu rakamlar şimdilik oldukça düşük, 5 bin kişiye bir otomat. Yani toplamda 14 bin kadar otomat işletiliyor. Dünyada son derece gelişmiş bir tüketim aracı olan otomatlar ve otomat işletmeciliği, 90’ların başından itibaren Türk girişimcilerin dikkatini çekmeye başlamış. Türkiye Otomat ve İşletmecileri Derneği (OİD) Başkanı Ali Orhan Karagülle, dünyada olduğu gibi Türkiye’de otomat kullanımının ve dolayısıyla yeni sektör oluşumunun,  Coca Cola ve Pepsi’nin marka çalışması amacıyla başladığını söylüyor. Ardından Nestle ve Jacobs’un sıcak içecek konusunda, Ülker’in ise atıştırmalıklarla sektöre katkılarıyla Türkiye’nin, bugün vending-otomat sektörünün Yunanistan ile beraber gelişen ülkelerinden biri haline geldiğini belirtiyor Karagülle. OİD’nin büyüklü küçüklü firmalardan oluşan yaklaşık 20 üyesi bulunuyor. Karagülle, sektörün üç ana kolu olduğunu belirtiyor: otomat ithalatçıları, otomat işletmecileri yani operatörleri ve otomatlara ürün sağlayan tedarikçiler. Karagülle’ye sektörün bugünkü durumunu, sunduğu fırsatları ve Türkiye’de otomat geleneği olup olamayacağını sorduk.
Karagülle, değişen yaşam koşullarının, insanların yiyecek ve içecekte ihtiyaçlarını karşılama biçimlerini de değiştirdiğini belirtiyor. Vending sektörünün bugün dünyada alternatif bir perakende dağıtım kanalı olarak kullanıldığını söyleyen Karagülle, “Türkiye, bu sektörde henüz emekleme noktasında. Sektör çok yeni olduğu için, elimizde net veriler yok ama, otomat operatörü olarak Türkiye’de çalışan büyüklü küçüklü yaklaşık 50 firma olduğunu tahmin ediyorum. Şu anda ülkemizde yıllık 30 milyon avroluk bir operatörlük maliyeti olduğu hesaplanabilir” diyor.

Kolay bir iş değil
Şu andaki sayının çok yetersiz olduğunu, ancak 5 yıl sonra Türkiye’de 100 bin otomatın işletileceğini öngören Karagülle, otomat yatırımının maliyetine de dikkat çekiyor ve şunları söylüyor:
“Bugün büyük içecek makineleri 4 bin avro, küçük makineler ise 2 bin avro civarında.Yani, bu yatırımın bedeli zannedildiği kadar ucuz değil. Ortalama bir makineyi 3500 avrodan hesaplasak ve girişimcilerin en az 10 makine ile işe başladıklarını düşünsek, sadece makineler için 35 bin avroluk bir yatırım gerekiyor.  Yapılan işin karşılığı hemen alınamıyor. Bu konuda kar etmeye başlamak için en az 2 yılın geçmesi gerekiyor. Bu öyle karşıdan göründüğü gibi kolay bir iş değil aslında. Depo alanı oluşturmak, tedarikçi sağlamak, personel yetiştirmek, hepsi ayrı bir maliyet ve uzun bir süreç gerektiriyor. İşe yeni başlamak isteyenlerin pazara iyi bakmaları ve mevcut potansiyeli iyi görmeleri lazım.”
Şu anda otomat yerleşimlerinin İstanbul başta olmak üzere, Ankara ve İzmir’de yoğunlaştığına da değinen Karagülle, Anadolu’ya açılabilmek için çok ciddi bir lojistik desteğe ve geniş bir hizmet ağına sahip olmak gerektiğini vurguluyor. Bunu sağlayamadan yola çıkan firmaların ise yolda kaldığını…
OİD olarak,geçtiğimiz yıl ilk kez Türkiye’de bir otomat fuarı düzenlenmesini sağladıklarını belirten Karagülle, bu yıl Ekim ayında Paris’te bir fuara katılacaklarını, Aralık ayında da Türkiye’de ikinci otomat fuarını düzenleyecekleri bilgisini veriyor.


Büyük plazalara hizmet
Aynı zamanda sektörün büyük oyuncularından biri olan Karman-Vendcafe İçecek ve Yiyecek Otomatları AŞ’nin de sahibi olan Ali Orhan Karagülle, yurtdışında, günlük hayatın hemen her alanında otomatların olduğunu fark etmiş.  Karagülle, işe 1994 yılında otomat makinesi ithalatıyla işe başlamış. İlk otomatlar Sabah gazetesinin Güneşli’deki binasına ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na yerleştirilmiş. Karagülle, daha sonra “Neden bu otomatları kendimiz işletmeyelim?” diyerek otomat operatörlüğüne soyunmuş.  Şu anda şirket bünyesinde otomat ithalatı yapan Karimpeks ve Karman Vendcafe olarak iki çalışma alanı bulunuyor. Çalışma alanlarını şöyle anlatıyor Karagülle: “Şu anda büyük plazalara, kulelere, beyaz ve mavi yakalı çalışanların bulunduğu iş yerlerine hem cihaz, hem de otomat servisi veriyoruz. Karman’da operatör hizmetleri alanında 100 kişi çalışıyor. Yaklaşık 250 firmaya operatörlük hizmeti veriyoruz. 2007 yılından beri 350-400 bin euroluk bir yatırım yaptık. Ağırlıklı satışımız çay ve kahveden oluşuyor. Vendcafe’nin iş ortakları, Coca Cola ve Nestle.”

Şampiyonluktan otomat işletmeciliğine
Sektördeki diğer bir önemli oyuncu da Ray Vending. Türkiye’ye bu otomatları ilk olarak kendisinin getirdiğini söyleyen Ray Vending’in sahibi Cengiz Kavaklıoğlu’nun bu işe girmesinin öyküsü ise hayli ilginç. Kavaklıoğlu, sadece bir girişimci değil, aynı zamanda 100 metrede Balkan şampiyonluğu, 50- 60 ve 100 metrede Türkiye rekorlarına sahip eski bir milli atlet.  Zaten otomatlarla tanışması da yarışlar için gittiği ülkelerde alışveriş yapacak yer ararken olmuş. Kanada’da stadyumda ve kaldığı konaklama yerinde yiyecek içecek almak için büfe yerine otomatlarla karşılaşınca, Kavaklıoğlu’nun girişimci ruhu alevlenmiş.  Kavaklıoğlu, “Ben bunu Türkiye’ye  ilk getiren kişiyim. Büyük otomobil fabrikalarında şahsi girişimlerle küçük çaplı olarak otomatlar vardı.  Ama şirket anlamında, kurumsal anlamda bir vizyonla bu işe biz başladık. Çeşitli yerlerde merkezden kontrollü, teknik servis ağıyla ve bir network ile bunun dağılımını ilk kez biz yaptık” diyor.
‘Geleceği olan bir yeniliği fark etmek bir girişimci güzel bir şey’ diyen Kavaklıoğlu, ilk otomatı 1993 yılında Türkiye’ye getirmiş. İlk otomatın yeri İstanbul’da deniz otobüslerinin iskeleleri olmuş. Ancak başlangıçta, Türkiye’de bol sıfırlı hanelerin yaşandığı dönem olduğu için, bozuk paraların da ağır ve büyük olması Kavaklıoğlu’nun işini epey zorlaştırmış.
‘2004 yılından önce vending işi bizim için ofislere kahve makinesi koymaktan ibaretti. Şirket personeline belli bir tüketim miktarı veriyordu. Biz de bu tüketimi sayıp faturalandırıyorduk. Artık bozuk paraların da işlevsel olmasıyla birlikte açık alanlara, hastanelere, askeriyeye, kamu alanlarına da otomatlar koyuyoruz. Kendisini kurtaracak bir ciro yapabiliyor.’

Çay ocaklarının yerini alacak
2002 yılında Nestle ile anlaşma yapan Ray Vending’in kurucusu Kavaklıoğlu, şu iddiada bulunuyor: “Şu anda 500’ün üstünde büyük otomatımız var. 200 civarında da ofis kahve makinemiz. İstanbul’da 15’e yakın kamyonetimiz var. Her personelimiz günde 40’a yakın otomata bakıyor. Artık A grubu işletmeler otomatların farkına vardı. Plazalar inşa edilirken çay ocakları yerine otomat köşeleri yapılıyor. İddia ediyorum, 2015 yılına kadar Türkiye’deki işlemelerde çay ocaklarının yerini otomatlar alacak.”

Otomat işletmeciliği için gazetelerde her gün çarşaf çarşaf ilanların verildiğine de değinen Kavaklıoğlu, bunun çok maliyetli bir iş olduğunu belirtiyor. “Bugün bir yazılım yaptırıyoruz mesela. Yaklaşık 100 bin avroluk bir yazılım. Bu yazılımla tüm otomatları tek noktadan kontrol edebileceğiz. İş sadece otomatı almakla bitmiyor. Bunun okuyucuları, dedektörler, akıllı kart sistemleri, para üstü veren özel yazılımlar gibi pek çok ayrı maliyeti var. Geniş kapsamlı ve kontrolü güç, yatırımı yüksek bir iştir.”

Türkiye Otomat ve İşletmecileri Derneği (OİD) Üyeleri Firmalar

Karman/Vendcafe, Bravo Otomat, Vendoline, Rayvendingx, Karimpeks, Gustomat, Otomat Çözümleri, Üçel Elektronik, Selecta, ÖDAB , Domino, Zıngır Gıda, Kavrak Dış Ticaret, Ses Gıda, Mavi Nokta.
Otomat Üretici ve Mümessilleri
Karimpeks, Vendoline, Üçel Elektronik, Karman.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Global 500 Türk - İkinci Araştırma

Küresel şirketler, rekabetçi baskılar karşısında esnek olabilecek yöneticilere, her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyor. Bu da Türk yönetic...