Özel hastanelerin cirolarını aşan ‘döner sermaye’ sandıkları kamu hastanelerini ihya ediyor. Hükümetin uyguladığı sağlıkta dönüşüm programı, hastanelerin döner sermayelerini özel hastanelerle rekabet edebilir koşullara taşıyor.
HABER: BAHAR ÖZTOP
TURKISHTIME-EYLÜL 2008

Sağlık Bakanlığı’nın performansa dayalı ek ödeme, kurumsal performans ölçümü, hasta ve çalışan güvenliği, kalite ve akreditasyon, klinik gösterge geliştirme ve benzeri alanlara odaklanan Performans Yönetimi ve Kalite Geliştirme Daire Başkanlığı’nın çalışmaları da döner sermaye hastanelerinin işletme ve bütçe sistemine önemli katkı sağlıyor.
2007-2009 yılları için yaklaşık 7 milyar 392 milyon YTL pay alan Sağlık Bakanlığı, döner sermayeli kuruluşlara 5,5 milyar YTL yatırıyor. 2007 yılı haziran ayı itibariyle Sağlık Bakanlığı döner sermayeli kuruluşlarında çalışan memur sayısı 4.073, 20 bin 953 sözleşmeli personel, 515 geçici işçi olmak üzere, 25 bin 541 personel bulunuyor. 2007 yılı itibariyle bakanlığa bağlı döner sermayeli kurum ve kuruluş sayısı ise 913.
Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan döner sermayeli hastaneler gelir gider tablosuna göre, üniversite, eğitim ve araştırma hastaneleri 100 milyonları aşan bütçeleriyle, özel hastanelere ciddi rakip. Listedeki 882 döner sermayeli hastanenin toplam 2007 yılı toplam geliri 9 milyar 661 milyon 647 bin 267 YTL, toplam gideri ise 8 milyar 52 milyon 70 bin 568 YTL. Karlılık oranı ise yaklaşık yüzde 17.
Listenin ilk sırasında 127 milyon 610 bin YTL gelir ve 123 milyon 416 bin YTL’lik giderle Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi başı çekiyor. Karlılık oranı en yüksek döner sermayeli hastane ise, yüzde 45 ile İstanbul Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi.
Döner sermayeli hastanelerin, özel hastanelerle rekabet edebilir hale getiren etmenleri, SGK sisteminin ardından yönetimde ve uygulamada yaşanan değişikliklerden nasıl etkilendiklerini Ankara Numune Eğitim ve Araştırması Hastanesi Başhekimi Mahmut Koç ve İstanbul Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yusuf Özertürk, Turkishtime okuyucuları için anlattı.
“Rekabete hazırız”
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Türkiye’nin en köklü ve en bilinir hastanelerinden biri. 1200 fiili yatağı bulunan hastanede, 30 dalda hizmet, 25 dalda eğitim veriliyor. Merkezde 114, acilde 9, Kolej'de 11, Siteler' de 12, Akyurt'ta 12 poliklinik odası bulunan Ankara Numune, döner sermayeli işletmeler arasında en çok gelire sahip hastane. 1881 yılından beri Sıhhiye’de hizmet veren Numune Hastanesi, Bakanlığın gerçekleştirdiği projeyle çok yakın bir zamanda Etlik’e taşınacak.
Başhekim Doç. Dr. Mahmut Koç, şu anda fiziki koşulların yetersiz olduğuna vurgu yaparak, hastane binası Etlik’e taşındığında daha iddialı olacaklarını söylüyor:
Koç “Personel sayımız yeterli. Fiziki kapasitemiz de yeterli olsa, gelirimiz en az 15-20 milyon YTL daha yukarı çıkar diye düşünüyorum. Numune, işletme anlayışı olan bir yere dönüşür. Biz en iyi özel hastaneyle bile rekabet etmeye hazırız. Hele benim yeni hastane binam yapılsın, ben iyiyim diyen özel hastane ile rekabet edebiliriz” diyor.
Peki, döner sermaye sistemi ile 2007 yılında 127 milyon 610 bin YTL gelir elde eden ve büyük çapta özel bir hastanenin bütçesiyle yarışan Ankara Numune nasıl işletiliyor? Başhekim Koç’un yönetime ilişkin bir önerisi var: “Yani özetle hastaneyi doktorlar yönetiyor. Biz de doktorların yönetmesi gerektiğini düşünüyoruz hastaneleri. Ancak, eğitim ve araştırma hastanelerinin mali kısmının sorumluluğu doktorlardan alınabilir. Ben şimdi her şeyin sorumlusuyum, ama ihaleleri bir başkası üstlenebilir. Ancak bunun planlamasının mutlaka bir hekim tarafından yapılması gerekir. Çünkü hekim olmayan bir yöneticinin büyük çaplı hastanelerde planlama ve programlamayı doğru yapabileceğini düşünmüyorum” diyor.
Hastanede hukuki sorunları, özel bir avukatla değil, bakanlıktan alınan görüşlerle çözülüyor. Başhekim Koç, yönetim kadrosunun dışında, hastanedeki tüm değişimleri A’dan Z’ye kontrol eden entegre bilgi yönetim sistemine de sahip olduklarını anlatıyor. Bu sayede Van’dan Yozgat’a kadar teknik yetersizliği olan hastanelere-MR raporlaması gibi- teknik destekleri de aynı gün içinde verilebildiğini söylüyor Koç.
Başhekim, SGK’daki yeni uygulamalar ve düzenlemeler döner sermayeleri nasıl etkilediğini ise şöyle anlatıyor: “Artık hastalar doktora daha rahat ulaşabiliyor. Şu anda tek sorun eski hastanelerin fiziki yetersizlikleri. Onları da hastane kampüsleriyle çözecekler. Ankara’da iki merkez yapılıyor. Bir tanesi Bilkent Üniversitesi’nin bulunduğu yerde Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin çevresinde, bir diğeri de Etlik’te inşa ediliyor. Bu binalar yapıldıktan sonra insanlara tek yataklı odalarda daha çağdaş hizmetler verilebilecek. Tabii ki maddi sıkıntılar oluyor. Yani bu maddi sıkıntılar, son 5-6 yıldır çok ciddi boyutlara varmıyor. Her şeyi en iyi şekilde yapıyoruz. Malzemeyi en kalitelisinden almaya çalışıyoruz.”
Sonuç uzun vadede alınacak
Sağlık alanındaki gelişmeler hakkındaki düşüncelerini de anlatıyor Başhekim Koç: “Sağlık alanında Türkiye’de hakikaten çok ciddi bir değişim süreci yaşıyoruz. Genel olarak bunu çok başarılı buluyoruz. Biz de uç noktada yönetim zincirinin bir halkasıyız. Biz bu dönüşüme kalben inanıyoruz. Son 2 dönemdir çok ciddi kararlar alındı ve değişiklikler uygulandı. Tabii bu değişikliklerin sonuçları uzun vadede ortaya çıkar. SGK sayesinde sağlık hizmetini verenle, hizmetin ücretini ödeyen kurum ayrı olacak. Daha önce böyle değildi. Ödemeler de Sağlık Bakanlığı’ndaydı ve bazı şeyler tekelleşmişti. Şimdi SGK bizi denetleyen bir noktada. İnsanlarımıza ulaşan sağlık hizmetleri daha fazla olacaktır. Bu sayede ciddi bir denetim gelecektir.”
Eskiden en basit konularda bile izin almak zorunda olduklarını da belirten Başhekim Koç, şimdi yetki limitlerinin çok daha fazla artırıldığını ve bu sayede hastaya daha modern, daha çağdaş, zamanında iyi hizmet verebilmenin yolunun açıldığını vurguluyor. Bu dönemdeki değişikliklerin başında gelen performans uygulamasının da gelişime büyük katkı sağladığını ifade eden Başhekim Koç, “Bundan memnun olmamak mümkün değil. Daha önce çalışanların eline çok az maaş geçiyordu. 3 aydan 3 aya az miktarda şefler 1800 YTL, ebe hemşireler 300-400 YTL döner sermayeden alıyordu. Şimdi bunlar ortalama uzmanlar 2.500 YTL alıyor, 6.000 YTL alan da var” diyor.
Performansa göre değerlendirme kapsamında doktorların birtakım yanlış ya da gereksiz ameliyatlar yaptığına dair çıkan haberleri de soruyoruz Koç’a: “İnsan faktörü olan yerde hangi meslekten olursa olsun normalin dışında bir şeyler yapılması mümkün. Ancak, bunu denetlemenin yolu var. İncelemelerle bunları sıfıra indirmiş değiliz, ama minimum hale getirdik” diyor.

Ankara Numune Eğitim ve Araştırması Hastanesi Başhekimi
"Personel sayımız yeterli. Fiziki kapasitemiz de yeterli olsa, gelirimiz en az 15-20 milyon YTL daha yukarı çıkar diye düşünüyorum. Numune, işletme anlayışı olan bir yere dönüşür. Biz en iyi özel hastaneyle bile rekabet etmeye hazırız. Hele benim yeni hastane binam yapılsın, ben iyiyim diyen özel hastane ile rekabet edebiliriz."
“Sağlıkta Türkiye’nin kurtuluşu”
Sistemin en iyi yanının çalışanların verimliliğini arttırması olduğuna vurgu yapan Koç, eskiden ameliyatların öğleden sonra saat 14.00’de bittiğini, artık performansla beraber çalışma saatlerinin ve dolayısıyla yapılan ameliyatların da arttığının altını çiziyor.
“Bu sistemin karşısında olanlar anlamsız bir çıkış yapıyor. Ben genel cerrahide klinik şefliği yaparken, çok bilirim listede ameliyat olacak hastamız varken ve saat henüz 13.00 iken ameliyathaneler kapanıyordu yavaş yavaş. Anestezi uzmanı, “Bu kadar ameliyat yeter” diyebiliyordu. Böyle bir gelenek oluşmuştu. Nasılsa maaş sabitti. İlave bir şey yoktu. O yüzden ha 8, ha 10 ameliyat yapmış, onun için fark etmiyordu. Performans çıkınca anestezi uzmanları ameliyatı fazla olan hekimle çalışmaya gönüllü oldu.”
“Bu sistem sağlık açısından Türkiye’nin kurtuluşudur” diyen Koç, böylelikle hem hastanın daha iyi hizmet alacağını, hem de denetimlerin daha sıkı olacağını söylüyor.
“Saygınlığımızın artması şart”
Ve gelelim hekimlere uygulanan ‘ya özel, ya kamu’ tercih zorunluluğuna...
Başhekim Mahmut Koç, ‘Bu uygulamanın doğruluğuna yürekten inanıyorum’ diyor ve ekliyor: “21’nci yüzyıla girdiğimizde hekimle hasta arasındaki parayı çıkaracaksınız. Performans, hekimle hasta arasındaki para değildir. Ben çalıştığım kurumdan alıyorum o parayı. Artık hekimle hasta arasındaki ilişki farklı... Zaten muayenehaneyi istiyorsan, buyur dışarıda yap. Ama neden Numune Hastanesi’nin ismini kullansınlar ki? Kendi mesleki bilgisine becerisine çok inanıyorsa bir muayenehanesini açıp istediği kadar kazansın. Ancak istemiyorsa mesleğini kuruma daha çok adasın. Özel muayenehanesine gidebilmek için gözü saatte olmasın. Performansını burada göstersin. Numune de 500 kişiden, iki kişi ya istifa eder ya etmez. Bu da gösteriyor ki hastane bağlantısı gerekiyor özel muayenehane için. O zaman bu yüzyılda artık bunun değişmesi lazım. Vatandaşın gözünde saygımızın artması için de hekimle hasta arasındaki paranın çıkması lazım.”
En karlı devlet hastanesi
2007 yılında Türkiye’de gelir gider oranı en iyi olan hastane ise 3’ncü basamak eğitim, araştırma, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmeti veren Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Toplam geliri yaklaşık 97 milyon, gideri ise 52,3 milyon YTL olan döner sermayeli hastanenin karlılık oranı yüzde 46.
Başhekim Prof. Dr. Yusuf Özertürk, “Prensibimiz; mazeret üreten değil, hizmet üreten bir yönetim anlayışı” diyen Başhekim Özertürk, hastanenin ayrıca toplam kalite yönetimi kriterlerine göre profesyonel bir yönetim anlayışı ile yönetildiğini söylüyor.
PROF. DR. YUSUF ÖZERTÜRK
İstanbul Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi
"İstanbul Sağlık Müdürlüğü’nün de desteğiyle yeni bir ana bina yapacağız. 2009 yılında projesini bitirip inşaat temeli atmayı planlıyoruz. Ayrıca geçtiğimiz aylarda hizmete giren Yanık ve Yara Tedavi Merkezi Gata’dan sonra Türkiye’nin ikinci merkezi kendi alanında."
İstanbul Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi
"İstanbul Sağlık Müdürlüğü’nün de desteğiyle yeni bir ana bina yapacağız. 2009 yılında projesini bitirip inşaat temeli atmayı planlıyoruz. Ayrıca geçtiğimiz aylarda hizmete giren Yanık ve Yara Tedavi Merkezi Gata’dan sonra Türkiye’nin ikinci merkezi kendi alanında."
2007 yılında Kartal Lütfi Kırdar Hastanesi’ne 1 milyon 129 bin 879 hasta başvurmuş. 2008 yılının ilk yedi ayında ise ayakta tedavi edilen hasta sayısı 772 bin 354. Bu süre içerisinde yatarak tedavi gören hasta sayısı ise 24 bin 256.
Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ülkemizin en büyük kamu hastanelerinden biri olduğuna vurgu yapan Başhekim, “Dolayısıyla ticari bir kuruluş gibi düşünülmemelidir. Halkımıza sağlık hizmeti sunuyoruz. Bu nedenle organ nakli birimi, hemodiyaliz merkezi ve yanık ve yara tedavi merkezi gibi özel hastanelerin yapmak istemediği ya da yapamayacağı sağlık hizmetlerini halkımıza en kaliteli şekilde sunuyoruz. Verdiğimiz genel sağlık hizmetleri yanında özel sağlık hizmetlerini bir bütün olarak düşündüğümüzde hastanemizin en fazla gider kalemleri ilaç, tıbbi malzeme ve laboratuar giderleridir.”
Motivasyona katkı sağladı
Yeni uygulamalar çalışanları ve döner sermaye sistemini nasıl etkilediğini soruyoruz Prof. Özertürk’e. Sağlıkta dönüşüm projesinden önce hekimler ve sağlık çalışanlarının son derece düşük maaşlarla çalıştığını ve nadiren komik olarak ifade edebilecek döner sermaye adı verilen bir ek ödeme aldıklarını da söyleyen Başhekim, şunlara vurgu yapıyor:
“Sağlıkta dönüşüm projesi hayata geçtikten sonra başhekimlerin önü açıldı. Yapamamanın mazereti ortadan kalktı. Mevzuatta yapılan çok önemli değişiklikler ile hekimlere ve sağlık çalışanlarına performansa dayalı ek ödeme sistemi hayata geçirildi. Bu ek ödeme sistemi hekimler ve sağlık çalışanlarının motivasyonuna olağanüstü bir katkı sağladı. Ameliyatların sayısı hızla arttı, poliklinik hasta sayıları yine aynı şekilde hızla arttı. Artık biliyoruz ki kanunlar, yönetmelikler kısacası başhekimlik mazeret üretme yeri değil.”
Hekimlerin özel sektörü tercih edip etmediğini de soruyoruz Prof. Dr. Yusuf Özertürk’e. “Benim hastanem eğitim ve araştırma hastanesi. Biz uzman doktor yetiştirmekteyiz. Dolayısıyla benim hastanemde sadece maddi tatmin denilen şey söz konusu olamaz. Eğitim personeli olmanın ve bir uzman doktor eğitiminde rol almanın vereceği manevi haz hiçbir maddi karşılıkla ölçülemez.
Hekimlerde usta-çırak ilişkisi ömürlerinin sonuna kadar devam eder. Bizde yetişen bir uzman doktor her zaman kendisinin eğitiminde katkısı olan tüm hocalarına, klinik şeflerine, klinik şef yardımcılarına ve başasistanlarına saygı ve minnettarlık duyar. Bu nedenle benim hastanemden özel hastanelere personel kaçışı olmadı. “
Yeni yatırım planları
Hastanenin master planı kapsamında yeni yatırımların da yapılacağına belirtiyor Başhekim Özertürk: “Bu plana göre İstanbul Sağlık Müdürlüğü’nün de desteğiyle yeni bir ana bina yapacağız. 2009 yılında projesini bitirip inşaat temeli atmayı planlıyoruz” diyor. Ayrıca geçtiğimiz aylarda hizmete giren Yanık ve Yara Tedavi Merkezi’nin Gata’dan sonra Türkiye’nin ilk merkezi olduğunu kaydeden Özertürk, “Biz ülkemizin en önde gelen hastanesinin sağlık çalışanları olarak her zaman kararlılıkla halkımızın ihtiyaç duyduğu sağlık alanındaki yenilikleri yapmaya devam edeceğiz” diyor. Hastane içinde her tür büyüklükteki helikopterin kullanabileceği bir pist bile inşa edilmiş.
Sağlık Bakanlığı Döner Sermayeli İşletmelerde 2007 yılı itibariyle en büyük 10 kurum | |||||
Sıra | HASTANE ADI | FİİLİ YATAK SAYISI | 2007 YILI GELİR | 2007 YILI GİDER | KAR |
1 | Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi | 530 | 104.099.669,00 | 79.664.090 | 24.435.579,00 |
2 | Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi | 1.580 | 127.610.336 | 123.416.351 | 4.193.985,00 |
3 | Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araş. Hast. | 795 | 94.673.601 | 77.933.420 | 16.740.181,00 |
4 | İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araş. Hast. | 750 | 96.968.650 | 52.385.914 | 44.582.736,00 |
5 | İstanbul Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi | 750 | 88.103.554 | 73.166.531 | 14.937.023,00 |
6 | İstanbul Ok Meydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi | 1.030 | 94.053.256 | 71.272.989 | 22.780.267,00 |
7 | İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi | 530 | 90.361.842 | 57.684.934 | 32.676.908,00 |
8 | İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi | 1.100 | 118.387.367 | 103.253.483 | 15.133.884,00 |
9 | İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi | 1.000 | 97.885.499 | 81.792.023 | 16.093.476,00 |
10 | Kayseri Dr. Vedat Ali Özkan Eğitim ve Araştırma Hastanesi | 1.045 | 97.091.611 | 83.483.093 | 13.608.518,00 |
TOPLAM | 9.110 | 1.009.335.386 | 804.032.828 | 205.302.558,00 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder