26 Eki 2008

ALİ TARAN'A HİNTLİ RAKİP

Videofon, Blackberry, notebook... Buna biraz da yetenek, kültür donanımı, yaratıcılık ve ucuz maliyet de ekleyelim. Amerikan firmalarının verilerini Hindistan’da sakladıkları gibi Türk şirketleri de reklam kampanyalarını yürütebilmek için yurtdışını tercih edebilir mi? Peki, Hintli reklam ajansları Ali Taran’a rakip olabilir mi?


HABER: BAHAR ÖZTOP
TURKISHTIME-EKİM 2008


“Türkiye’nin en büyük bankalarından biri, konut kredisi uygulamalarını müşterilerine en iyi şekilde aktarabilecek etkili reklam kampanyaları için dünya çapında bir konkur açtı. Hazırladığı örnek kampanya Türk kültürü ile benzerliklere sahip Hintli reklam ajansı işi kaptı ve Türk bankasının tanıtım kampanyalarını yürütmek için 3 yıllığına anlaşma imzalandı. Çalışmalarında son teknoloji donanımları kullanmayı tercih eden Hintli ajans, dünyadaki birçok global markanın reklam kampanyalarını yüzlerce mil uzaklıktan başarıyla yönetiyor. Hintli ajans, uluslararası arenada düşük maliyetli outsourcing reklam hizmetleriyle      tanınıyor. Ali Taran’ın kurucusu olduğu, homeoffice reklam ajansçılığının en etkin uygulamalarına başarılı şekilde imza atan ATCW’nin bu konkurda başarı elde edememesi, sektörde şaşkınlık yarattı.”

Türkiye’deki reklam ajanslarının tamamının homeoffice sistemiyle çalışmaya başladığını düşünün. Sizce yukarıdaki gibi bir haberi gazetelerde okumak mümkün olabilir mi? Teknolojinin çılgınlaştığı, bilgiye ulaşmanın parmaklarınızın ucunda olduğu bir çağda biraz da yaratıcılığı, kültür donanımı ve ön görüsü olan herhangi bir yabancı reklam ajansı, ister Philedelphia’da, isterse Yeni Delhi’de olsun, Türk şirketler için etkin reklam kampanyaları hazırlayamaz mı?

Böylece uzaktan yönetilebilen, çok düşük maliyetli, sadece Türk pazarına değil dünyaya hitap edebilecek küresel reklamcılık anlayışının gelişebilmesi imkânı doğabilir mi? Hem belki de, videofon, blackberry, notebook gibi teknolojik iletişimin en etkili donanımlarına sahip yaratıcı her reklam ajansının, outsourcing reklamcılık hizmetlerini geniş pazarlarda değerlendirebilmesi de mümkün olabilir.

Hindistan’daki dev bilişim endrüstrisinin yaratıcıları işgücü maliyetini düşük tutmak isteyen büyük Amerikan şirketleriydi. Bu şirketler, Hindistan’a yaptıkları outsourcing yatırımlarıyla Amerikan ekonomisinde ciddi istihdam kayıplarına yol açmasına rağmen, halen bu sistemi tercih ediyor. Outsourcing hizmetini reklam alanında da alabileceğimizi hayal edersek, Hindistan gibi ülkelerden başlayarak outsourcing reklamcılık anlayışı gelişir mi dersiniz?


‘Paşa gönüllerinin dilediği yerde’

Bu fikir aklımıza nereden mi geldi? Ofisini kapattığını ve artık homeoffice sistemiyle çalışmaya başlayacağını açıklayan reklam dünyasının renkli ismi, ATCW’nin kurucusu Ali Taran’ın eylül ayında yazdığı ‘Veda’ mektubundan... Taran, mektubunda, “ajansta bulunmalara, evden ajansa gelmelere, ajanstan eve gitmelere, ajansta tuvalet sırası beklemelere, ajans toplantılarına, karşılıklı konuşmalara, ne giysem acabalara, trafikte sıkışmalara, yollarda ömür tüketmelere, kocaman bir nokta koyuyorum’ diyor...

Homeoffice sistemine başlayalı 6 ay olmuş ve başarı da elde etmişler. Taran, aslında bugün dünyanın pek çok ülkesinde birçok global şirket tarafından kullanılan, ama Türkiye’nin pek de alışkın olmadığı bir sistemi uygulamaya geçti. Taran’ın çalışanları, “mesai saatleri içinde, canlarının çektiği, paşa gönüllerinin dilediği yerde bulunabilir. Bir videofon, bir BlackBerry, ya da laptop, olmadı bir desktop, ya da scanner, hangisi gerekiyorsa, yanlarında.”


Bildiğiniz gibi artık homeoffice sistemiyle çalışmaya karar verdiğini açıklayan Ali Taran’ın mektubuna müteakiben, pek çok yorum yapıldı. Kimileri ‘fikirleri tükendi’ dedi, kimileri ise ‘mali açıdan kötü durumda olduğu için’ ofisini kapattığını ima etti. Kimileri de ‘dünya artık homeoffice sistemine geçiyor, hele reklamcılıktaki yaratıcılık gereksinimini de düşünürsek, elbette doğru bir karar’ diyerek bir gün bu sistemde çalışabilme fikrini aklının pırıltılı bir köşesine yerleştirdi.


Ya Ali Taran başarılı olursa?

Ancak burada atlanan detay şu: Eğer Ali Taran bu işte başarılı olursa, Türkiye’de yerleşik bütün büyük reklam ajanslarının da aynı işe soyunabilme ihtimali... İşte bu noktada Türk reklamverenler için de gün doğar. Madem ki, Ali Taran reklamcılık dünyasının geleneksel çalışma yöntemlerinin tam tersine, konuşmasız ama bol yazışmalı bir çalışma biçimi sunuyor çalışanlarına ve müşterilerine, o halde ileride Hintli ya da Çinli bir reklam ajansı gelip, aynı hizmeti uzaktan sunmak istemez mi? Hatta produksiyon ve işçilik maliyetleri de düşük olursa, reklamverenler işlerini yurt dışından bu ajanslara kaydırmaz mı?


60 milyon çalışan Homeoffice’lerde

 Türkiye’de henüz çok yeni ama araştırmalara göre Avrupa’da 60 milyon kişi homeoffice sistemiyle çalışıyor. Bu rakamın 2010 yılında 100 milyonu bulması bekleniyor. Ev hanımları, gazeteciler, tercümanlar, tasarımcılar için bu sisteme adapte olmak çok daha kolay. Reklam sektöründe ise bu kadar büyük çapta bir ajans, ilk kez homeoffice sistemine geçiyor. Gerçi Ali Taran, kasım ayında Flatofis’te 500 metrekarelik bir toplantı salonunu da hizmete geçireceğini açıklıyor. ATCW ShowOffice’i olarak adlandırdığı bu mekan, müşteriyle temas sağlanması gerektiğinde kullanıma hazır olacak. Böylelikle homeoffice sistemine yüzde 100 geçilmiş olacak. Bu sistemde reklam sunumları ise ilginç... “Kampanya, senaryo, taslak, strateji, konu neyse ne, tartışma, fikirleşme ve de müşteriyle görüşme hatta sunum bile internet üzerinden e-sunum olarak yapılıyor. E-sunum yüz yüze sunumun süslü püslü olmayan hali. ‘Fikir’ varsa süsünü püsünü kimse aramıyor zaten” diyor Ali Taran. Filmin storyboard’u yerine ise, filmin ‘story’si yani öyküsü-canlandırmalı hikâyesi yazılacak Ali Taran’ın sisteminde.

Bir Homeoffice nasıl kurulur?

Blackberry şart: Cihazın en önemli özelliği, kendi alanında rakip tanımayan push e-mail özelliği. Bu özellik ile kullanıcılar, herhangi bir işlem yapmaksızın maillerini direk BlackBerry cihazlarında görebiliyor. Buna ilaveten BlackBerry'i vazgeçilmezler arasında kılan özelliklerden en önemlisi kriptolama tekniği kullanılan güvenlik mekanizması. Bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde FBI dahil, meclis üyeleri, senatörler, ve birçok resmi kurum çalışanı için BlackBerry vazgeçilmez bir cihaz…



Notebook her şeyiniz: Diğer bir olmazsa olmazınız ise reklam işinde görselliğin önemli yer tutmasından dolayı görüntü kalitesi yüksek bir notebook. Gerektiğinde müşterileriniz ve iş ortaklarınızla video konferans gerçekleştirebilmeniz için evinizdeki internet bağlantısının da çok sağlam olması lazım. Bu, taviz veremeyeceğiniz en önemli altyapı. Çıktı almanız gereken durumlar pek tabii olacak.


Videofon ile müşteriyle canlı bağlantı: Türk Telekom tarafından sunulan Videofon servisi sayesinde, evde iş yaparken, müşterilerle görüntülü konuşma yapabilmek artık Türkiye’de de mümkün. Videofon ile kendi görüntünüzü ve görüştüğünüz kişiyi aynı anda ekranda görebiliyorsunuz. Videofon cihazları ile internette dolaşabiliyor, hatta görüşme sırasında karşı tarafın fotoğrafını bile çekebiliyorsunuz. SIM kart okuyucu özelliği ile cep telefonunuza kayıtlı ev/iş numaralarını cihaza kopyalayabilmek de mümkün oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Global 500 Türk - İkinci Araştırma

Küresel şirketler, rekabetçi baskılar karşısında esnek olabilecek yöneticilere, her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyor. Bu da Türk yönetic...