
Gen araştırmaları bugün dünyanın en popüler bilim dalı. Ama Türkiye biraz geriden geliyor. Üniversiteler dışında ilk girişim Dr. Serdar Savaş’tan geldi. Dr. Savaş’ın hedefi yakın zamanda 10 bin kişinin genetik bilgilerine ulaşmak.
HABER: BAHAR ÖZTOP
TURKISHTIME-AĞUSTOS 2008
Dünya, yeni yeni gelişen kişiye özel tıp alanında genetik biliminin her türlü nimetinden yararlanıyor. Bu konuda yapılan sayısız çalışmanın tatlı sancısı ise kişiye özel tıp. Çünkü bu alan, hem gıda hem de ilaç sektöründe büyük değişimlere ve uygulamalara gebe. Dolayısıyla bunlarla ilgili teknolojik ve ekonomik gelişimlere de... Sessiz sedasız yürütülen bilimsel araştırmalar, önümüzdeki 10 yıl içinde hayatımızın her alanında kendini gösterecek. Toplum sağlığı genom bilimi araştırmaları sonucunda ortaya çıkacak veriler, yani genotipimiz bir çipe aktarılacak. Böylelikle genetik olarak yatkın olduğumuz hastalıkların yanında, hastalık eşiğini aşmamak için ihtiyaç duyduğumuz besinler, vitaminler, mineraller ve egzersiz programları, hastalanmamız halinde uygulanması gereken tedavinin niteliği ‘kişiye özel’ olarak belirlenecek.
Genelgeçer bilgiler ve toplum için alınan ortalama değerlerle elde edilen ürünler, yerlerini kişisel ürünlere bırakacak. Nutrigenetik (beslenme genetiği) ve farmakogenetik (ilaç genetiği) biliminden de destek alan bu çalışmalar, üretimde verimin yanı sıra, maliyetlerin düşmesine de büyük katkı sağlayacak.
Genar Enstitüsü Toplum Sağlığı ve Genombilim Araştırmaları Merkezi kurucusu Dr. Serdar Savaş, konuya dikkat çeken ve bunların hayal olmadığını savunan isimlerden biri. Dr. Savaş, uzun yıllar Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi’nde sağlık politika ve sistemleri program yöneticisi olarak çalışmış, Sağlık Bakanlığı’nda müsteşarlık görevinde bulunmuş, pek çok ülkenin sağlık sisteminin geliştirilmesinde kilit rol almış önemli bir bilim adamı. Dr. Savaş, dünyada ‘kişiye özel tıp’ konusunda yapılan çalışmaların 2000 yılından bu yana ivme kazandığını anlatıyor. Dr. Savaş, 21’nci yüzyıl başladığında insanoğlunun sağlık yapısında da kritik bir aşama geçirdiğini, akut hastalıkların yerini kalp, diyabet, Alzheimer gibi ileri yaş hastalıklarının aldığını belirterek, bunlar için alınacak önlemlerin de farklılaşmasının artık bir gereklilik olduğunu söylüyor.
Her şey ‘kişiye özel’ olacak
Aynı tek beden bir elbisenin herkese uymaması gibi, genelgeçer önerilerin ve toplum ortalamasına göre geliştirilen metotların tek tek bireylere uymayacağını, bu nedenle de gen araştırmaları sayesinde elde edilen bilgiler ışığında, artık kişisel çözümlerin de geliştirilmeye başlandığını belirtiyor Dr. Savaş. Bireyin taşıdığı genlerin özelliği ve yaşam tarzına bağlı olarak ‘kişiye özel tıp’ kavramının ortaya çıktığına değinen Dr. Savaş’a göre, önümüzdeki 10 yılda bu konuda müthiş gelişmeler yaşanacak.

Yeteri kadar folik asit, yeteri kadar B6, yeteri kadar kalsiyum, yeteri kadar yağ... Dahası kişiye özel vitaminler, kişiye özel tedavi yöntemleri, kişiye özel besinler, kişiye özel egzersizler... Nestle’nin İsviçre’deki nutrigenetik araştırma merkezinde 120 bilim adamı bu konuda çalışmaya başladı bile.”
Avrupa’daki üç merkezden biri
Bu gelişmeleri yaratacak araştırmalar, toplum sağlığı genombilimi adı altında yapılıyor. Araştırmaların hedefi, insan genomuna dayalı bilgi ve teknolojilerin toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesi amacıyla etkili ve sorumlu bir şekilde kamu politikaları ve sağlık hizmetlerine dönüştürülmesi. Dr. Savaş’ın verdiği bilgiye göre dünyada bu konuda çalışan yaklaşık 40 merkez bulunuyor. Amerika’da ilk uygulamaları 2003 yılında başlayan bu araştırma modeli, Türkiye için de çok yeni. Dr. Serdar Savaş’ın, 2000 yılında dünyadaki teknolojileri araştırarak fikir olarak geliştirmeye başladığı, 2004 yılında ise resmi olarak Hacettepe Üniversitesi Teknokent’inde kurduğu Genar Enstitüsü, Avrupa’da Cambridge (İngiltere) ve Bielefeld (Almanya) ile birlikte Avrupa'daki üç toplum sağlığı genomiği merkezinden biri. Türkiye’de ise bir ilk...
SERDAR SAVAŞ: “Türkiye’nin şu anda dünyayı uzay ve enerji açısından yakalaması ve öne geçmesi zor. Ancak, genetikte Türkiye dünyadaki lider ülkelerden biri olabilir. Benim bildiğim su yüzüne çıkmamış çok değerli çalışmaları olan bilim adamları var.”
Genar Enstitüsü’nün ürün derinliği ve çeşitliliği açısından şu anda dünyadaki en iyi merkez olduğunu savunan Dr. Savaş, yapılan çalışmalara dikkat çekiyor. Bunlardan biri OBESİS adı verilen obezite projesi. Bu projenin dünyadaki en derin ve en önemli araştırmalardan biri olduğunu söyleyen Dr. Savaş, Türkiye’nin seçilmiş coğrafi bölgelerinden, gen örneklerini toplamak ve örneklere dayalı olarak da bir algoritma çıkartıp bunu da bir yazılım haline getirmek için çalıştıkları bilgisini veriyor. TÜBİTAK, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, Türk Diyabet ve Obezite Vakfı’nın da destek verdiği yaklaşık 3 yıl sürecek bu çalışmanın sonucunda, Türkiye’deki insanların neden kilo aldıklarını ve nasıl beslenirlerse kilo almayacakları gibi bilgiler ortaya çıkacak. Dr. Savaş, “Bireysel farklılıkları doğru analiz edip yaşam tarzını ona göre ayarlarsak, o bireyi hastalıktan koruyabiliyoruz. Obeziteyi, genetik bilgiyle önlemek mümkün” diyor.
Genar Enstitüsü’nün dahil olduğu diğer önemli bir araştırma ise, Epicure. Dr. Savaş bu projeyi şöyle anlatıyor: “Türkiye tarihinde ilk defa Avrupa’da yürütülen bir tıbbi araştırmanın analizlerini yapıyoruz. Epicure projesinde, sara hastalığının genetik nedenleri ve ilaca cevap vermekteki genetik özellikleri analiz ediliyor. Yedi Avrupa ülkesinin yürüttüğü bu çalışmada bütün laboratuar hizmetlerini biz veriyoruz. Proje ortakları İtalya, Almanya, Fransa, Portekiz, Belçika, İngiltere ve İspanya... Daha önce biz yurtdışına analiz örneklerimizi gönderirdik, artık Avrupa’dan bize getiriyorlar analiz için...”
Dr. Savaş, İsviçre, İtalya, Almanya, Tayland ve Yunanistan’a hizmet satma aşamasına geldiklerine de değiniyor: “Rahatlıkla iddia edebilirim ki, kendi yaptığımız çalışmada, biz dünya lideriyiz. Çünkü uluslararası konferanslarda, kongrelerde yaptığımız çalışmaları anlattığımızda insanlar ‘bu know-how’ınızı paylaşalım’ diyorlar. Hamburg Üniversitesi’ne bağlı bir enstitü ile geçtiğimiz günlerde anlaşma imzaladık. Onlara gentest hizmeti sunacağız. Hatta hasta bilgilerini buraya gönderecekler. Biz burada analizlerimizi yapıp göndereceğiz.”
‘Türkiye’nin geleceğini genetik yaratabilir’
21’nci yüzyılda insanoğlunun geleceğini etkileyecek üç çalışma alanının olduğunu dile getiriyor Dr. Savaş: uzay, enerji ve genetik. Sadece insan genetiğinin değil, ama bunun yanında hayvan ve bitki genetiği çok önemli olduğunun altını çizen Dr. Savaş, genetiği değiştirilmiş organizmalar insanlara ve hayvanlara zarar veriyor mu, verecek mi, verdi mi gibi soruların yanıtlarının aranacağını ifade ediyor. Bu alanda Türkiye’yi liderliğe taşıyacak bilim adamlarının bulunduğunu da belirten Dr. Savaş,
“Türkiye’nin şu anda dünyayı uzay ve enerji açısından yakalaması ve öne geçmesi zor. Ancak, genetikte Türkiye dünyadaki lider ülkelerden biri olabilir. Benim bildiğim su yüzüne çıkmamış çok değerli çalışmaları olan bilim adamları var. Tıbbi genetik diye bir alan var. Genetik hastalıklarla ilgili çalışır. Bu alanın lideri Amerika’dır. Bu alanda bizim pek bir gelişme şansımız yok. Hastalıklar nadir olduğu için toplum sağlığı oluşturmak açısından da küçük bir yer tutar. Ama kompleks hastalıklardan kurtulmak için, şu anda Bilkent, Hacettepe, Boğaziçi, Yeditepe, İstanbul Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin araştırma merkezlerinde çok güzel nutrigenetik ve farmakogenetik çalışmalar yapılıyor. Hemen hemen hepsi de dünya literatürüne girmeyi başarmış değerli çalışmalardır” diyor.
Dr. Serdar Savaş İstanbul’daki Gentest Uygulama Merkezi’nde şu ana kadar genetik bilgilerini edinerek yaklaşık 700 danışana hizmet verdiklerini söylüyor. Ancak bu rakamın yakın gelecekte 10 bini bulacağını tahmin ediyor.
Türk işadamlarına yatırım çağrısı
Dr. Savaş, yıllardır edindiği tecrübeyi ve birikimi ortaya koyduğu Genar Enstitüsü için yaklaşık 7 milyon dolarlık bir yatırım yaptığını, çünkü bu alanın Türkiye’nin mukayeseli bir avantaja, rekabet üstünlüğüne götürebileceği bir alan olduğunu anlatıyor. Genar Enstitüsü’nde 25 kişilik bir ekiple çalışmalarını yürüten Dr. Savaş’ın işadamlarına da çağrısı var. Yurtdışından birçok ortaklık teklifi aldığı halde buna sıcak bakmadığını kaydeden Dr. Savaş: “Türk işadamlarını bu alanda yatırım yapmaya davet ediyorum. Çok karlı bir alan... Araştırmalar uzun yıllara dayanır ve bazen bir yanıt alınamayabilir. O nedenle, projeler belli bir kuluçka evresini doldurup artık yumurtadan çıkınca, ona yatırım yapsınlar. Biz şu anda gerekli sermayemiz olsa, olduğumuzun on katı kadar büyüyebiliriz. Bir işadamı, vizyoner, finansör gelse bizim yaptığımız işi incelese, bunun dünyadaki fırsatlarını görse, bizim şimdi bir yaptığımız işe 1 yatırsa, 5 sene sonra 20-30 alır. Yabancılardan bize teklif geldi, ama ben prensip olarak bunun Türkiye’de yapılmasını istiyorum. Bu işi dışarıda yapmak isteseydim zaten yurtdışında yaşıyordum. Orada yapardım. Pek çok kuruluştan CEO’luk ve ortaklık teklifi almıştım. Ama benim iddiam bunu Türkiye’de, Türklerle birlikte yapmak. Ve dünyaya ‘bak işte bunu biz yaptık’ demek.”
HASTA OLMADAN ÖNLEM ALMAK İÇİN
Özel sektörün girişimciliğiyle, üniversitenin teknik altyapı ve imkanlarının buluştuğu bir yatırım olan Genar Enstitüsü’nün İstanbul’da bir uygulama merkezi de bulunuyor. Bu merkeze, sağlıklı insanlar, kilo problemi olanlar ya da ailesinde kalp şeker kanser gibi hastalıkları olan kişiler başvuruyorlar. ‘Danışan’ adı verilen bu kişilerden alınan kan ve idrar örnekleri alınıyor. Ayrıca, tıbbi bilgi ve değerlendirme formu dolduruluyor. Bu form, kişinin bütün yaşamla ilgili özellikleri, aldığı gıdaları ve ilaçlar, yaptığı egzersizler vs gibi bilgiler içeriyor. Bu formu doldururken Türkiye’de bir ilk olan ve Genar’ın geliştirdiği ‘Besin Atlası’nı kullandıklarını anlatan Dr. Serdar Savaş, sürecin geri kalanını şöyle anlatıyor:
1500 ila 5000 YTL arasında değişiyor
“İnsanların genel olarak şunu bunu yerim diye yuvarlak olarak söylediği ve çoğu zaman yanlış hatırladığı şeyleri biz detaylı olarak onlara gösterip atlastan seçmelerini sağlıyoruz. Egzersizlerini de soruyoruz. Ailesindeki hastalıklar vs. bu sorgulama onların davranışlarıyla ilgili çok ciddi davranış farkındalığı yaratıyor. Alınan bilgiler, Ankara’daki Genar Enstitüsü’ne gönderiliyor. Bu arada soru kağıdı da ‘yaşam tarzı analiz merkezi’nde analiz ediliyor. Birinci bölümde genetik bilimciler, yaşam tarzı merkezinde beslenme uzmanları, gıda mühendisleri ve endüstri mühendisleri var. Her iki birimde elde edilen sonuçlar, kişiye özel tıp merkezine geliyor. Tıp merkezinde de doktorlar ve beslenmeciler tarafından rapor hazırlanıyor. Bu raporun sonucunda, 2.5-3 saat süren bir oturum yapıyoruz danışanı çağırarak. Bu oturumda hekim ve diyetisyen bulunuyor. Bu oturumda danışan önce, hastalıklara yatkınlık özelliği anlatılıyor. Böylelikle kişiye özel bir yaşam planı ve sağlıklı bir yaşam için alması gereken önlemleri çıkarmış oluyoruz. Bu hizmetin bedeli 1500 ila 5000 lira civarında değişiyor.”
Fikri takip: Röportajımızdan yaklaşık 1 yıl sonra, Dr. Serdar Savaş, talep olmadığı için Etiler'deki Gen Merkezi'ni kapatmak zorunda kaldı. Savaş, çalışmalarına .........
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder